Ana içeriğe atla

Başarabilir misin?

 Başarabilir misin?

Kimse sana inanmıyorken kendine inanmayı başarabilir misin?
Ne kadar mükemmel bir çocuk olduğunu duymak yerine acımasızca eleştirildiysen, kendini her koşulda kabul edebilir misin?
O ilk genç kızlık hevesiyle süslenip anne babanın karşısına çıktığında, saçının ne kadar çirkin göründüğünü duyduğunda, kendini yine de güzel bulabilir misin?
Baban seninle gurur duysun diye çalışıp didindiğinde, o sana “Aferin kızım” demek yerine, “Sen neden şunu yapmayı hiç beceremiyorsun?” dediyse, kendini takdir etmeyi başarabilir misin?
Binbir emekle, gözyaşıyla kazanıp okuduğun üniversiteyi bitirdikten sonra, “Keşke başka bir iş yapsaydın.” demesine rağmen mesleğini sevebilir misin?
Sonra, “Evet, yeni bir kariyere başlayayım.” diyerek onun için çabaladığında, “Çalışıp pilot mu olacaksın?” dediğinde motive kalmayı başarabilir misin?

Cevap: Evet.

Çünkü burada konu benim. Hayatımın sorumluluğu bende.
Oturup bunlara ağlayıp kurban psikolojisine girmeyi değil, kendime sarılmayı, kendimi sevmeyi ve iyileştirmeyi seçiyorum.

O kalbi kırılan, ağlatılan kızın saçını okşayıp, ona ne kadar güzel olduğunu söylemeyi seçiyorum. Ona istediği ayakkabıları hediye ediyorum. Saçlarını nasıl isterse öyle yapıyorum, sonra da ne kadar güzel olduğunu söylüyorum. Bir işi başardığında ona “Aferin.” diyorum, onunla gurur duyuyorum. Başaramadığında ise ona elinden gelenin en iyisini yaptığını hatırlatıp, yine onunla gurur duyuyorum.

Ne olursa olsun, ben o kızı çok seviyorum. Mutlu halini, üzgün halini, hayal kuran halini, umutsuz halini… Her haline hayranım.

Ve benim güzel kızım, değerinin bilinmediği yerleri terk edecek. Onun güzelliğini, kıymetini görmeyen adamlardan vazgeçecek. Sevgisini onu sevenlere verecek. Onun yüzüne bakmamak için başını çeviren o adam, hiç var olmamış gibi hayatına devam edecek.

Kendisini hep ön planda tutacak ve onun değerini bilen biriyle birlikte olacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bloguma Hoş Geldiniz

Selam, Çocukluğundan beri yazmayı çok seven ama "Ya birisi okursa?" diye günlük yazmaya korkan kızın kişisel günlüğüne hoş geldiniz. Zaten ismimden de gördüğünüz gibi kendimi yeniden büyütüyorum, ama bu kez daha sevgi dolu ve daha şefkatli. Burada belki çok profesyonel yazılar okumayacaksınız, ama hepsi içimden ve gerçek olacak. Hee, bir de burada Yeşilçam'dan alıntılanmış gibi dram dolu satırlar olmayacak. Artık "Sen de yeter artık, bu kadar, şimdi benim sıram!" diyorsan, doğru yerdesin. Bu blogu açarken en büyük motivasyonum, benim gibi iyileşmek isteyen kadınlardan omuz omuza bir arkadaş grubu oluşturmak. Biliyorum yalnız değilim. Hadi bana katılın, yolun başında olanlara ilham verelim ya da bu yolda bocalayan kız kardeşlerimizin elinden beraber tutalım. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. Bizi çok seviyorum.

Kendine Dönüş

   Ben kimse için bir seçenek olamam. Eğer bir adamın tek isteği ben isem, benim için her şeyi yapmaya ve benimle olmasına engel olan her şeyi ortadan kaldırmaya hazırsa, işte o zaman benimle olabilir. Her gün uyandığında benimle olmamayı bilinçli olarak tercih eden bir adamı artık beklemiyorum. Ona enerjimi vermiyorum. Enerjimi kendime yöneltiyorum; kendimi yeniden sevmeye ve sevilmeye açıyorum. Onun beni istememesi, benim değerimi belirleyemez. Değerimi yalnızca ben belirlerim. Ben çok güzel, başarılı, yüksek sosyal zekâya sahip ve eşsiz bir auraya sahip bir kadınım. İsteklerim için adeta bir mıknatıs gibiyim. Disiplinliyim. Kararlıyım. Potansiyelim yüksek. Tek yapmam gereken, enerjimi emen o hayaletten kurtulmak. VE KURTULDUM BİLE! Artık Allah’ın izniyle beni durduracak ya da yavaşlatacak hiçbir şey kalmadı. O adam geride kaldı. Üstelik hayatıma girecek adam, bana kendimi sorgulatan ya da huzursuz hissettiren biri değil; hayatımı kolaylaştıran, bana kendimi daha da çok sevd...

O adama veda mektubu

 Sevgili canımı en çok yakan, Öncelikle seni çok özledim. Son görüşmemizden sonra beni bir kere bile sormasan da, hiç aramasan da, tatillerden tatile gidip büyük ihtimalle bir sürü kadınla olsan da... Ben seni çok özledim. Sen yokken de yaşadıklarımı sana anlattım. Güzel bir yere gittiğimde senin de görmeni istedim. Zorlandığımda keşke sen yanımda, bana destek olsan diye düşündüm. Ama hiç birinde yoktun. Ben galiba sana yük olurdum. O güzel, başarılı hayatında... Sen güçlüsün, her şeyin var... Bense hayatımı yeniden kuruyorum ve bolca da ağlıyorum. Ben seni yavaşlatırdım. Kesin sıkılırdın bu kadar çok ağlamamdan, bu kadar duygusal olmamdan. İlk başlarda beni sevdiğini, seveceğini sanmıştım. Bana bazen o kadar güzel bakıyordun ki... Hayatım boyunca bu sürsün istiyordum. Ama sonra o bakışların yerini beni hiç görmemelerin aldı. Bir gün sana güzel bir şey söyledim, kafanı benden başka bir yöne çevirdin. Ellerimiz birbirine değer gibi oldu, elini o kadar hızlı çektin ki sanki benden ...