Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kendi saçımı kendim okşuyorum

 Kimi istersen onu sev, artık bu benim hiç umurumda değil. Ona çiçekler alabilirsin, başını okşayabilirsin, saçlarını koklayıp öpebilirsin, onun için endişelenebilirsin, onu arzulayabilir ve masumca ona sarılıp uyuyabilirsin. Kabul ettim başkasını sevecek olmanı, başkasıyla uyanacak olmanı. Senden bana hayır gelmedi. Üzüleceğimi bile bile arkanı döndün, gittin ve bir kere bile dönüp bakmadın. Hiç mi merak etmedin? Hiç sormadın ya, bir kez bile sormadın. Biliyordun nasıl hassas olduğumu, biliyordun nasıl üzüldüğümü. Bir kez bile sormadın. Başkalarına sarıldın, başkalarını merak ettin ve başka bir kadını sordun. Bense yalnız kaldım, yalnız kaldım ve yalnız kaldım. Ama hepsi geçti biliyor musun? Artık kendime acımıyorum, kendime hayranım. Kendi ayaklarımın üstünde Allah'ın da izni ve desteğiyle dimdik duruyorum. Kendi saçımı kendim okşuyorum, ellerimi seviyorum, kendime çiçekler alıyorum, hatta bazen omzumu öpüyorum. Neye layık olduğumu biliyorum. Beni deli gibi sevecek ve benim için...

Hadi geri dön ve beni sevilebilir olduğuma ikna et.

 Çok zayıf bir haldeydim. O gece ağlayarak Allah’a yalvardım ve karşıma birini çıkarmasını istedim. Ertesi gün ona bakıp bir an için dedim ki: "Ben evleneceğim adamı buldum." O günden beri bu adam aklımdan çıkmıyor. Kafamın içinde onunla sohbet ediyorum, ona kendimi anlatıyorum. Peki, neden? Ona kendimi anlatmayı neden bu kadar istiyorum? Ne kadar esprili, başarılı, akıllı ve azimli olduğumu düşünsün diye mi? Ya da onu tanıyan biriyle karşılaşınca, içten içe istiyorum ki onlar benim ne kadar güzel, tatlı, akıllı biri olduğumdan bahsetsin. Sonra o bana gelsin, ne kadar değerli olduğumu görsün. Beni istemeyerek ne kadar büyük bir hata yaptığını anlasın. Artık bensiz yaşamak istemediğini söylesin. Bensiz yapamayacağını, başkasıyla olmama dayanamayacağını... Peki, sonra? Sonra ne olacak? Ona doyasıya dokunup onu sevebilirim belki. Ya da benim kaybedilmeyecek biri olduğumu anladığında, kendi değeri mi kabul edebilirim. "Evet, ben sevilmeye layığım," diyebilirim. Buna ...

Başarabilir misin?

  Başarabilir misin? Kimse sana inanmıyorken kendine inanmayı başarabilir misin? Ne kadar mükemmel bir çocuk olduğunu duymak yerine acımasızca eleştirildiysen, kendini her koşulda kabul edebilir misin? O ilk genç kızlık hevesiyle süslenip anne babanın karşısına çıktığında, saçının ne kadar çirkin göründüğünü duyduğunda, kendini yine de güzel bulabilir misin? Baban seninle gurur duysun diye çalışıp didindiğinde, o sana “Aferin kızım” demek yerine, “Sen neden şunu yapmayı hiç beceremiyorsun?” dediyse, kendini takdir etmeyi başarabilir misin? Binbir emekle, gözyaşıyla kazanıp okuduğun üniversiteyi bitirdikten sonra, “Keşke başka bir iş yapsaydın.” demesine rağmen mesleğini sevebilir misin? Sonra, “Evet, yeni bir kariyere başlayayım.” diyerek onun için çabaladığında, “Çalışıp pilot mu olacaksın?” dediğinde motive kalmayı başarabilir misin? Cevap: Evet. Çünkü burada konu benim . Hayatımın sorumluluğu bende. Oturup bunlara ağlayıp kurban psikolojisine girmeyi değil, kendime sarılmayı, ke...

Nedir seni bu kadar tetikleyen ?

 Bazen kendimi çok öfkeli buluyorum ve sonra bu halimden utanç ve pişmanlık duyuyorum. Peki, bu utanç veya pişmanlık, o öfke nöbetini geri alabilir mi? Hayır, alamaz. O zaman en iyisi, bu durum için kendimi affetmek. Kendimi affediyorum ve soruyorum: Nedir seni bu kadar tetikleyen? Korktum. O da benim gibi üzülecek diye korktum. Kardeşim gibi gördüğüm o arkadaşım, benim gibi aylarca üzülecek, benim gibi ışıltısını kaybedecek diye korktum. Peki, onu ne kadar sevsem de, onun üzülmesine engel olabilir miyim? Hayır, kendi üzülmeme engel olamadığım gibi... Ve diyelim ki onun üzülmesine engel oldum. O zaman, onun bu süreçte öğreneceklerini de engellemiş olurdum. Bir hatırlatma: Hayat bir yere varmakla ilgili değil. Yaşamakla ilgili. Yasarken neler hissettiğin, kendini nasıl geliştirdiğin, nasıl kendini sevmeyi ve kabullenmeyi öğrendiğinle ilgili. Bu yolculukta "kendine yürüyebilen" kazanır. Ve bir ipucu: Aslında hep o varmak istediğin yerdeydin. Sadece durup bakman gerek, belki de ...